Interviewer: Yılmaz Tekbıyık
Interviewee: Arzu Abla
Kendinizi 3 sözcükle anlatabilir misiniz?
Kötülük düşünmeyen, herkese yardımcı olmak isteyen, herkesin peşinde koşup elimden geleni yapmaya çalışan biriyim.
Ne zaman mutlu olursunuz? Sizi ne mutlu eder?
Çocuklarım başarılı olduğu zaman, onların başarısı beni mutlu eder.
Eğer bu dünyada birini ya da bir şeyi yasaklamak isteseydiniz o şey ya da o kişi ne / kim olurdu?
Valla Allah’ın gücüne gitmesin ama annemle babamın ölümlerini yasaklamak isterdim.
Sizi hiçbir zaman sıkmayan şarkı hangisidir?
Yok.
Eğer sohbet etmek için birini seçebilseydiniz bu kim olurdu?
Canımdan değerli arkadaşım olurdu, Kamuran Hanım. Can yoldaşımdır, sırdaşımdır, en yakın arkadaşım, kardeşimdir.
Şehirdeki en favori yeriniz neresidir?
Eminönü. Dışarı iş yaptığım için, oradan alışveriş yaptığım için sürekli Eminönü’ndeyim.
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
1970 İstanbul Fatih doğumluyum. Orta 1’den terkim. Evliyim, iki çocuk annesiyim. Mutlu bir evliliğim var. Şu anda çok mutluyum biraz maddi sıkıntılar hariç.
Nasıl bir ortamda yetiştiniz?
Merter’de yetiştim, Fatih doğumluyum ama Merter’de büyüdüm. Oradan gelin çıktım. Güzel ve mutlu bir ortamda büyüdüm. Ailemle, kardeşlerimle, annemle babamla birlikteydim. Geniş aileyiz. Çok kardeşim yok, 2 kardeşim var sülalemiz geniş.
Mutluluk sizin için ne ifade ediyor?
Çocuklarımın mutluluğu, evimin huzuru, e tabi biraz da maddiyat geliyor. Maddiyat olmadı mı ister istemez her şeye yansıyor. En büyük mutluluğum sağlığım.
Hayatınızdaki en zor an neydi?
Annemi kaybettiğim an.
Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Valla aşkı ben hiçbir şekilde ifade edemiyorum. Şimdiki gençlerin hemen âşık oldum demesine çok sinir oluyorum. Bu aşkı ben tanımlayamıyorum. Benim için aşk saygı demektir. İnsanların birbirine olan büyük saygısıdır. Belki geri kafalıyım ama tanımlayamam.
Geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?
Belirsiz. Bir dakika sonramız bile belli değil. Çok varlıklıydık biz, sonra biraz orta halli olduk. Bilemeyiz.
Başkaları sizin için ne kadar önemlidir?
Valla insanlara çok değer veriyorum ama karşılığını göremiyorum. Çok değer verdiğim insanlardan çok darbe yedim.
İnsanlar genellikle size nasıl hitap eder?
Abla derler. Bir kardeş gözüyle bakarlar bana.
Sizi en çok üzen kelimeler nelerdir?
Yok.
Kendinizi İstanbul’da nasıl hissediyorsunuz?
Kendimi burada boğulmuş gibi hissediyorum. Kızımın liseyi bitirmesini bekliyorum, buradan kaçıp gideceğim. Ki doğma büyüme buralıyım, bu ortamda büyüdüm ama çok sıkıldım. Sanki binalar üstüme geliyor.
İstanbul’da kendinizi evinizde hissediyor musunuz?
Yani, tabi. Ailem, çocuklarım, eşim, sevdiklerim yanımdalar.
Bir kasabada ya da köyde yaşamayı tercih eder miydiniz?
Köy değil de kasabada yaşamayı isterdim. Sakin olmayı isterdim. Köyde yapamam.
Toplumdaki yeriniz nedir?
Elişi yapıyorum, müşterilerim var ama beni ne olarak görüyorlar bilemiyorum. İşçi miyim, saygın biri miyim bilmiyorum.
Aynı şehri paylaştığın diğer insanlara bir mesajın var mı?
Ellerinden geldikleri kadar küçük yerlere yerleşsinler, şehri terk etsinler.
Sizin için özel birine bir mesajınız var mı?
Eşim. Onu çok seviyorum.
Dünyayı nasıl değiştirmek isterdiniz? Bu girişimdeki rolünüz ne olurdu?
Kötülüklerin olmadığı, temiz bir ortamın olduğu, terörün olmadığı bir düzen kurmak isterdim.
Eşitliğe inanıyor musunuz?
Yok. İnanmıyorum.
Şiddetle inandığınız bir şey var mı?
Yok.